15 Şubat 2011 Salı

QORXURAM

Mirze Elekber Sabir


Pay-i piyade düşürem çöllere,

Xar-i müğilan görürem, qorxmuram.

Seyr edirem berr ü bîyabanları,

Qul-i bîyaban görürem, qorxmuram.

Gâh oluram behrde zövreqnişin,

Dalgalı tufan görürem, qorxmuram.

Geh çıxıram sahile, her yanda min

Vehşi-yi qürran görürem, qorxmuram.

Gâh şefeqtek düşürem dağlara,

Yangılı vulkan görürem, qorxmuram.

Üz qoyuram gâh neyistanlara,

Bir sürü aslan görürem, qorxmuram.

Menzil olur gâh mene viraneler,

Cin görürem, can görürem, qorxmuram.

Xarici mülkünde de heta gezib,

Çox tuhaf insan görürem, qorxmuram.

Leyk bu qorxmazlıq ile, doğrusu,

Ay dadaş, vallahi, billahi, tallahi,

Harda müsalman görürem, qorxuram!

Bîsebeb qorxmayıram, vechi var:

Neyleyim, axır bu yox olmuşların,

Fikrini qan-qan görürem, qorxuram.

Qorxuram, qorxuram, qorxuram...

1907

(Bazen yolum) yaya olarak kırlara düşüyor, dikenli çalı görüyorum, Korkmuyorum.

Uçsuz bucaksız çöllerde geziyorum, gulyabani gö-rüyorum, korkmuyorum.

Bazen denizde kayıkla dolaşıyorum, dalgalı tufan görüyorum, korkmuyorum.
Bazen sahile çıkıp, her tarafta binlerce bağıran (nara atan) vahşi görüyorum, korkmuyorum.
Bazen şafak gibi dağlara inip ateşli volkan görüyorum, korkmuyorum.
Kamışlıklara bazen yolum düşüyor bir sürü aslan görüyorum, korkmuyorum.
Bazen virane yerler meskenim oluyor cin görüyorum, insan görüyorum, korkmuyorum.
Haricîlerin ülkesinde (veya yabancı memleketlerde) gezip çok tuhaf insanlar görüyorum, korkmuyorum.
Lâkin, bu cesaretimle, doğrusu ey ağabey (ey kardeşim) vallahi, billahi, tallahi (Allah adına yemin ederim ki) nerde Müslüman görsem korkuyorum!
Sebepsiz korkmuyorum, sebebi var: Ne yapayım yahu, bu yok olasıcaların aklını fikrini hep kan dökmekte görüp korkuyorum. Korkuyorum, korkuyorum, korkuyorum!

BAYRAKSIZ OLAMAM

Bir çocuksam,

Kucaksız

Oyuncaksız;

Bir delikanlıysam
Atsız,
Pusatsız
Olabilirim...
Bayraksız olamam!

Taşıp yirmi yaş dileklerinden
Ufuk ufuk süzülen
Bir gemiyim ben...
Rüzgârsız kalabilirim,
Yelkensiz olabilirim...
Bayraksız olamam!

Eşsizsem, yalnızsam;
Kısmetini bekleyen bir genç kızsam
Ve gelirse, eğer mutlu günüm
Yapılırsa bir düğünüm
Telsiz, duvaksız olabilirim..
Bayraksız olamam!

-İster erkek, ister kadın-
Çocuğuyum bu vatanın
Ve gazada can borcuyum..
Serhatte kale burcuyum...
Susuz olabilirim,
Uykusuz olabilirim,
Bayraksız olamam!

Ölürsem taşım, yazım
Kaygı olmasın yakınlarıma..
Birşey istemem,
Yeter ki ay doğsun mezarıma!
Taşsız olabilirim,
Yazısız olabilirim;
Bayraksız olamam!

Konaksız, saraysız;
Evsiz, yuvasız, köysüz
Kalabilirim..
Sevdiklerim gidebilir,
Sevenlerim ihanet edebilir...
Herşeysiz kalabilirim, herşeysiz olabilirim
Bayraksız olamam
Bayraksız olamam!

Bizans önlerinde bir yeniçeri..
Kılıç tutar, bayrak tutar elleri...
"kimdir?" bu diye soranlara
Ulubatlı Hasan
Benim...

Elim kesilebilir,
Ayağım eksilebilir
Ve oklar delebilir, ateşler eriyip
Yakabilir beni...
Kollarım kanatlarım bir bir
Bırakabilir beni...

Kolsuz olabilirim,
Kanadsız olabilirim;
Bayraksız olamam,
Bayraksız olamam!


ARİF NİHAT ASYA

4 Şubat 2011 Cuma


DÜRÜSTLÜK

" Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var,bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik .Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki. taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabılmek için bir ayak dışarda,inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak.Şoför, para üstü varmı diye aranmaya başladı.

"Üstü kalsın kardeşim" dedim. Döndü bana doğru

"Vaktin varmı ağabey?" dedi.

"Evet" dedim (tek ayağım hala dışarda)

Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan.Önde bir büfe var. Gitti oraya,bir şeyler konuşup geldi.Bana 25 Krş uzattı. Belli ki para bozdurmuş.

"Birader" dedim, "9.75 değil,10.50 yazssa istermiydin 50 krş. benden?"

-Ne alacağım ağabey 50 kuruşu.

-Peki niye gittin 25 krş.için o kadar uğraştın. üstü kalsın demiştim. Döndü bana,attı kolunu arkaya:
-Vaktin varmı ağabey,
-Var,
-Çek kapıyı o zaman. Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız.

5 dk. konuştuk. İngiltere'de profösüründen, bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini, ingiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler.
Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz. Babam rençberdi benim, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir,o gün iş bulamamışsa,biz eve gelişinden, yüzünden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize "Durun kalkmayın" derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı. "Aha" dedim, "Bizim meslek" , seminerci.
- Ne anlatırdı baban .
- Hayattta nasıl başarılı olunur?

O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor,sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor.

- Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi,delik bir çorapla pantalonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp "Dürüst olun,evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem kızardı, "Babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de çalışkandır" derdi. Yan evde iki kardeiş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartıman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktıbiliyormusunuz?

-Ne bıraktı?

-Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın..."falan filan. Ağabey aradan 15 yıl geçti, diğer 2 kardeş cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı.

Biz 5 kardeş,beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu,hepimizin birer dairesi var. Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki:

"Asıl mirası bizim baba bırakmış."

Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 krş.u evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah'a şükür.

Çok duygulandım, veda ettim, tam ineceğim:

- Dur ağabey, asıl bomba şimdi.

- Nedir bomban ?
- Nerede oturuyoruz biliyormusun ? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz.
Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar.

(A.Şerif İzgören kitabından)