26 Ocak 2010 Salı


AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI?


Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Victor Hugo


SEN SEN SEN

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını…
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter…

Yavuz Bülent Bakiler

15 Ocak 2010 Cuma

BİR DOST...

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;"
Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...

Can Dündar

14 Ocak 2010 Perşembe

Evli bir erkek başka birine aşık olabilirmi?

Bal gibi olur....
Önceleri “hayır, olmaz”cevabı verirdim bu soruya.
Sadece bekar erkekler aşık ola bilirdi bana göre.
Evli erkek sadece karısına aşık olabilirdi. “Böyük lokma ye, böyük söz konuşma” demiş atalarımız. Böyük konuştum başıma geldi. Şimdi “Elbette canım, tabiki evli erkeklerde aşık ola bilir” felsefesinin en ateşli savunucuyum.
Evet, evliyim ama itiraf etmeliyim ki, başka bir kıza aşığım... O kadar güzel ki anlatamam... Kömür gibi gözleri, hilal gibi kaşları, ince uzun kirpikleri, bembeyaz teni var. Hele o iki yanağındakı qamzelerine bayılıyorum. Bakışları servete, gülüşü dünyaya bedel. Elimde değil, seviyorum.
Aşk; ne uyruk, ne dil ne de medeni durum dinlemiyor. Daha önce acımasızca eleştirdiğim evli erkekleri şimdi daha iyi anlıyorum.
Ona olan sevgimi, tutkulu aşkımı ifade edecek kelime bulamıyorum. Kara sevda bu olsa gerek. Ama ben bu sevdanın kara olduğunu düşünmüyorum. Bembeyaz, rengarenk, tıpkı ay gibi gökkuşagı gibi...
O da beni çok seviyor. Yanımdan ayrılmak istemiyor. Sürekli beraber olalım istiyor. Birlikte çok iyi vakit geçiriyoruz. Onu mutlu etmek için bin bir türlü komiklikler yapıyorum, birlikte gülüşüyoruz. Bazen ben mi onu, o mu beni çok seviyor bilemiyorum. Ama qaliba ben daha çok seviyorum.
Bunu bütün dostlarım biliyor ve bana saygı duyuyor. Eşim de herşeyin farkında... Birbirimize olan aşkımızı oda biliyor. “Evet evet” yanlış duymadınız, o da biliyor.
Ve karımda benim kızıma olan aşkıma sayğı duyuyor:

Yusuf Ziya ERARSLAN.