İSLAM’DA SÜNNET ETMEK VAR MI?
Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın adıyla Bu yazımda “İslam’da sünnet etmek var mı?“, “Allah’ın böyle bir emri var mı?“, “Kuran sünnet olma hakkında ne diyor?“, “Sünnet nereden çıkmadır?” gibi soruları inşallah işleyeceğim. Bu sorulara hem Allah’ın kitabı Kuran ile hem de bilimsel yazılar ile cevap vereceğim. Yinede her şeyin en doğrusunu Allah (C.C.) bilir. Yorum olarak beni eleştirenden, görüşlerini bildirenden, hatalarımı düzeltenden Allah şimdiden razı olsun.
Yazıma başlamadan önce Kuran’ın nasıl bir kitap olduğunu henüz anadilinde okuma fırsatı bulamamış veya bulmuşta vereceğim ayetleri gözünden kaçırmış arkadaşlar için bizzat Allah’ın ayetleriyle göstermek isterim ki yazıyı bu dikkatle okuma, tefekkür etme ve sorgulama imkanınız olsun.
Allah, Kuran’ı:
- eksiksiz (6/38-115),
- yeterli (29/51),
- apaçık (36/69),
- korunmuş (15/9),
- kolaylaştırılmış (54/17),
- ayrıntılı (6/114),
- her şeyi açıklayıcı (19/89),
- en doğru yola iletici (17/9),
- rehber ve şifa (41/44) ve de
- TEK SORUMLU OLACAĞIMIZ KİTAP (43/44) olarak tanımlamıştır.
Ayrıca biz Kuran’dan biliyoruz ki Muhammed peygamber'de Kuran’da olmayan bir şeyi
“Bu İslam’dır,”
“Bu Dindir” diye bize söyleyemez!
(Bakınız: 69/44-45-46-47-48, 6/50, 10/15) Çünkü elçilerin tek görevi insanlara Allah’ın ayetlerini ulaştırmaktır.
(Bakınız: 22/49, 88/21, 6/48-50, 7/188, 18/56, 16/64, 5/49-67)
Dolayısıyla “eksiksiz” ve “sorumlu olacağımız tek kitap” olan Kuran bakalım “sünnet etmek” hakkında bize ne diyor?
TDK’nın Sünnet Tanımı: Genellikle erkek çocuklara, seyrek olarak da kızlara (Doğu Afrika, Arabistan vb.) uygulanan ve Arap, İbrani halklarında, Avustralya’da, Afrika ve Amerika’nın birçok bölgelerinde erkek cinsel ögeninin ucundaki kabuğu kesme (circumcicion) ya da siyeğin alt tarafını yarma (subincision) işlemi.
TDK’nın tanımladığı “sünnet” işlemi İslam’ın kaynağı olan Kuran’da yazmaz. Sünnet emri “Tevrat” da yer almaktadır. Sünnet, Kuran’da geçmediği gibi tam aksi ayetler mevcuttur.
- Tin-4/5/6/7/8: BİZ İNSANI EN GÜZEL BİR BİÇİMDE YARATTIK. Sonra onu aşağıların aşağısı kıldık. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükâfat vardır. Böyle iken dini sana ne yalanlatır? Allah hükmedenlerin hakimi değil midir?
- Secde-7/8/9: O, YARATTIĞI HER ŞEYİ EN GÜZEL YAPAN ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir özden, basbayağı bir sudan yapmıştır. Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
- Haşr-24: O Allah ki, yaratandır, EN GÜZEL BİR BİÇİMDE VAR EDENDİR, ŞEKİL VE SURET VERENDİR. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.
- Mülk-3: Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O’dur. O Rahman’ın YARATIŞINDA HERHANGİ BİR UYUŞMAZLIK, AYKIRILIK, ÇELİŞME GÖREMEZSİN. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.
- Mü’min-64: Allah yeryüzünü sizin için bir yerleşim ve göğü de bir yapı kılandır. Size ŞEKİL VERİP DE ŞEKİLLERİNİZİ GÜZEL KILAN ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir.
Ayetlerde gördüğünüz üzere Yüce Rabbimiz; insanı yoktan var edip, ona en güzel şekilde suret ve biçim verip, onu en güzel biçimde yaratandır. O’nun yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık veya çelişme görülmezken maalesef biz insanlar Allah’ın bu en güzel yaratılışına, “bu onun emridir!” diyerek sünnet ettiriyoruz… İnsanlar, O’nun sadece yaratılışına da değil gönderdiği “dine” dahi müdahileler edip onu bozuyor. Allah, “benim ipime (Kuran) sıkıca sarılıp fıkralara ayrılmayın” (3/103) derken insanlar günümüzde maalesef Muhammed peygamberin ölümünden 100-200 yıl sonra uydurulmaya başlayan hadisleri, İslam’ın yasakladığı mezhep öğretilerini ve Müslümanları Allah’ın kitabından uzaklaştıracak her türlü faaliyete sıkıca sarılmış durumda. Bunun doğal sonucu olarak insanlar Allah’ın emretmediği bir şeyi “Allah emretti” diyerek Allah’a çeşitli şekillerde “şirk” koşmaktadırlar! Sünnette bunun bir örneğidir. Allah ise şirki affetmeyeceğini insanlara bildiriyor.
4-Nisa-48: Şu bir gerçek ki, ALLAH KENDİSİNE ŞİRK KOŞULMASINI AFFETMEZ, onun dışında kalanı dilediği kişi için affeder. Allah’a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir.
Kuran’da 7-Araf-16/17.Ayetlerinde çok önemli bir bilgi bize verilir. Şeytan, Allah’ın “doğru yolunun” üzerine oturarak insanları saptıracağını söylemektedir. Peki Allah’ın doğru yolu nedir? Kuran. Bu doğru yoldan saptırmanın örneklerinden birini de 4-Nisa-119.Ayette çok çarpıcı bir anlatımla görüyoruz. Söz konusu ayette Şeytan, insanları “Allah ile aldatıp” onlara “Allah’ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğini” ve bu şekilde onları saptıracağını söylemekte. Günümüz Müslümanlarının, “Allah’ın emridir” deyip çocuklarını sünnet ettirmesi de tamda bu ayetlerde anlatılanlara uyan bir örnektir.
7-Araf-16/17: …Onları saptırmak için SENİN DOĞRU YOLUNUN ÜSTÜNE OTURACAĞIM. Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından kendilerine sokulacağım. Böylece çoklarını şükreder bulmayacaksın.
4-Nisa-119/120: Onları saptıracağım, onları kuruntularla oyalayacağım, hayvanların kulaklarını yarmalarını emredeceğim, ALLAH’IN YARATTIKLARINI DEĞİŞTİRMELERİNİ EMREDECEĞİM. Kim Allah yerine şeytanı dost ve egemen edinirse apaçık bir kayba uğramıştır. Şeytan onlara vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor.
Başta da belirttiğim üzere “Sünnet Etme” emrinin Kuran’da değilde Tevratta yazıyor oluşunu da göstermek isterim. Bakınız Tevratta, Yaratılış Bölüm 17, 1 İla 27.Cümlelerini okuyunuz. Tamamını yazının uzamaması için yazamayacağımdan birkaç cümlesini hemen buraya yazayım, detaylıca bakmak isterseniz de bakacağınız yeri verdim.
Tevrat Yaratılış 17-10/11/12/13/14: Seninle ve soyun ile yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki ERKEKLERİN HEPSİ SÜNNET EDİLECEK. SÜNNET OLMALISINIZ. SÜNNET ARAMIZDAKİ ANLAŞMANIN BELİRTİSİ OLACAKTIR. Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dahil sekiz günlük HER ERKEK ÇOCUK SÜNNET EDİLECEK.Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu. Evinizde doğmuş ya da satın aldığınız HER ÇOCUK KESİNLİKLE SÜNNET EDİLECEK. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek anlaşmamızın SİMGESİ olacak. SÜNNET EDİLMEMİŞ HER ERKEK, HALKININ ARASINDAN ATILACAK ÇÜNKÜ ANLAŞMAMI BOZMUŞ DEMEKTİR.
Bu yazımı sosyal medya hesaplarımda yayınladıktan sonra aldığım geri dönüşler neticesinde bana sorulmuş bazı soruları da burada paylaşmam gerektiğini düşünerek paylaşıyorum.
Tepki-1: “Allah seni kusursuz yarattı, şu dakikadan sonra ne saçını ne tırnağını nede sakalını kesmeyeceksin, şirk koşma!” dendi. İkisi farklı şeydir. Sayılan şeyler “ölü hücrelerden” oluşur. Yani siz saçınızı, sakalınızı, tırnağınızı keserken bir şey “hissetmezsiniz” çünkü zaten “onlar yaratılışımız ile birlikte gelmiş ve ona göre dizayn edilmiştir.” Saç ve sakalın bu “şekilde” yaratılış ile birlikte gelmesi insanın dış görünüşüne güzellikler katması içindir. Tırnak ise ilkel insanlarda hayatta kalma faaliyeti görürken, günümüzde değişik enstrümanların çalınmasında ve daha birçok alanda kullanılmaktadır. Ancak “yaratılış ile birlikte gelmeyen” sünnet işlemi ise “ölü hücrelerden” oluşmadığı gibi yüzlerce nöronun geçtiği bir alan olduğu için de insanın “acı duymaması” için öncelikle uyutulması söz konusudur. Ayrıca bağlantılarını da vereceğim, sünnet çeşitli sağlık sorunlarına da sebep olmaktadır. Umarım birinin “yaratılış” ile birlikte diğerinin ise “insanların uydurması” neticesinde geldiği anlaşılmıştır.
Tepki-2: “Allah insanı en güzel şekilde yarattıysa neden bazı insanlar sakat olarak doğuyor, insanlar hasta oluyor?” Bunun cevabını Akın Gözükan videosunda güzelce açıklamıştır, izlemenizi öneririm. Bende Akın Gözükan’a ilaveten şunu söylemek isterim ki, bunun sebeplerinden biride herkesin bildiği aile içi evliliklerdir. Bunun dışında normal evlilik olmasına rağmen annenin kötü koşullar altında olması veya kendini zararlı alışkanlıklarla zehirlemesi de doğacak çocuğun geninin bozulmasına dolayısıyla daha sonra ondan da doğacak çocuğun geninde bir takım bozuklara sebep olmasıdır.
“Sünnet Etme” olayı Türkiye tarafından da imzalanmış “Çocuk Hakları Sözleşmesi“ne de açıkça aykırıdır. Bu sözleşme Türkiye tarafından 14 Ekim 1990 tarihinde imzalandı ve 27 Ocak 1995 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre Çocuk Hakları Sözleşmesinin 24.3 Maddesi gereğince “sünnet” eylemi sağlığa olan zararının yanında açıkça hukuka da aykırı bir eylemdir.
“Taraf devletler, çocukların sağlığı için zararlı geleneksel uygulamaların kaldırılması amacıyla uygun ve etkili her türlü önlemi alırlar.”
“Sünnet Etme” olayının sağlık açısından yararlı mı zararlı mı olduğuna dair araştırmak isteyenler için birkaç site vermek isterim. Bu konu hakkında detaylıca araştırma yapmak isteyenler bu sitelere bakabilirler:
Ayrıca sünnet uygulamasını hukuki açıdan diğer detaylarına bakmak isteyenler mutlaka Pirali Çağrı Şensoy’un şu yazısını da okusunlar:
Sünnet/Hitan/Sirkumsizyon Müdahelesinin Hukuki Durumu Üzerine. Son olarak birkaç video paylaşıp yazımı bitiriyorum. Yorum olarak beni eleştirenden, görüşlerini bildirenden, hatalarımı düzeltenden Allah razı olsun.
Araf-3: Rabbinizden size indirileni izleyin, O’ndan başkalarını dost edinerek izlemeyin. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz!
Zuhruf-44: Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.
1.Kaan Göktaş’ın bu konu üzerine yazdığı “Oldu da Bitti Maşallah” adlı kitabına göre Muhammed peygambere ilişkin “hadislerde” dahi Muhammed peygamberin sünnet olduğu hakkında bir ifade yok ve Kuran ayetlerine göre de olamayacağını söylüyor.
2.Caner Taslaman yine “Sünnet” olayının Kuran’ın hiçbir yerinde olmadığını ancak Kuran indikten sonra ise uydurma hadislerle “Kadınların Sünnet” edilebileceğinin İslam’a sokuşturulduğunu söylüyor.
3.İhsan Eliaçık yine “Sünnet” olayının Kuran’da geçmediğini bunun bir Orta Doğu kültürü olduğunu ve Tevratta yer aldığını ifade etmektedir.
4.Hakkı Yılmaz yine “Sünnet” olma olayının Kuran’ın ayetlerine aykırı olduğunu açıklıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder