23 Mayıs 2009 Cumartesi

МАL SЕVGİSİ KАLBİ KАPLАМАМАLI

Büyük fıkıh (hukuk) bilgini, İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin (VIII. yüzyıl) ilmi faaliyetleri yanında tica­retle de meşgul zengin bir zat olduğu malumdur. Bu büyük insan, gündüz öğleye kadar mescitte talebe­lerine ders verir, öğleden sonra da ticari işleri ile uğ­raşırdı. Bir gün ders verdiği sırada bir adam mes­ci­din kapısından ses­lendi:
- Ya imam, gemin battı!... İmam-ı Azam bir anlık tereddütten sonra:
- Elhamdülillah dedi. Bir müddet sonra aynı adam yeniden gelip:
- Ya imam, bir yanlışlık oldu batan gemi senin değilmiş. İmam bu yeni habere de:
- Elhamdülillah, diyerek karşılık verdi. Haber ge­tiren kişi hayrete düştü:
- Ya imam, gemin battı diye haber getirdik, "El­ham­dülillah" dedin. Batan geminin seninki olma­dı­ğı­nı söyledim, yine "Elhamdülillah" dedin. Bu nasıl hamdetme böyle? İmam-ı Azam izah etti:
- Sen gemin battı diye haber getirdiğinde iç аle­mimi, kalbimi şöyle bir yokladım. Dünya malının yok olmasından, elden çıkmasından dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu nedenle Allah'a hamdettim. Batan geminin benimki olmadığı haberini getir­di­ğinde de aynı şeyi yaptım. Dünya malına kavuşmaktan dolayı kalbimde bir sevinç yoktu. Dünya malına karşı bu ilgisizliği bağışladığı için de Allah'a şükrettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder