29 Mayıs 2009 Cuma

ZЕHİRLİ ЕKMЕK
"Her ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına." Atasözü.


Sık sık evinin kapısını çalıp birşeyler dilenen ka­dından bıkıp, oldukça rahatsız olan evin hanımı, bir gün yine aynı dilenci kapısını çaldığında ondan kurtulmaya karar verir.
Dilenciye biraz beklemesini söyleyip mutfaktan bir ekmek alır ve ortasından ya­rarak arasına peynir, zeytin yerleştirir. Tabii bu ara­da arasına haşarat öldürmede kullandığı kuvvetli ze­hirden dökmeyi de ihmal etmez.
Dışarıya çıkıp ekmeği dilenciye uzattığında, ka­dın: "Allah razı olsun" deyip evden ayrılır. İyice acıkan kadın bir caminin avlusunda biraz önce kendisine verilen ekmeği çıkarıp tam yiyeceği esnada elini yüzünü yıkamakta olan bir askerin ken­disine baktığını görür. Askerin halinden, yoldan gel­diği ve yorgunluğu anlaşılmaktadır.
Dilenci, askerin bakışlarından onun aç olduğu manasını çıkarmıştır. Gencin haline acı­yan kadın, ekmeğin hepsini askere buyur eder ve ora­dan uzaklaşır.
Dilenci kadının verdiği ekmeği iştahla yiyen as­ker, çok geçmeden acıyla kıvranmaya başlar. Bir müd­det sonra camiye gelen cemaat yerde kıvranan gencin kimin nesi olduğunu sorup öğrendikten son­ra alıp evine götürürler. Evin hanımı, aylardır bin bir ümitle terhisini bek­lediği yeni terhis olmuş oğlunu perişan vaziyette kar­­şısında görünce çırpınmaya, dövünmeye başlar.
Biraz zaman geçip de sakinleşen kadın, oğluna ne olduğunu, niçin kıvrandığını sorup öğrenmeye ça­lışır. Delikanlı biraz önce cami avlusunda bir dilenci kadının kendisine ekmek verdiğini, onu yedikten son­­ra bu hale geldiğini söyleyince, kadın ona ver­di­ği ekmeği hatırlar ve başından aşağıya kaynar sular dökülür. "Ben ne yaptım?" diye dövünmeye başlar ama iş işten geçmiştir.
Arslan gibi delikanlı oracıkta hayata gözlerini yumar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder